İstanbul Ticaret Odası, Türkiye'nin ve üyelerinin; uluslararası ticaretten daha fazla pay alan, küresel boyutlardaki siyasi ve ekonomik oluşumları kendi yararı doğrultusunda yönlendirebilen bölgesel bir güç olmasına katkıda bulunma vizyonuyla hareket eder.
İTO, özel sektörün yapısal ve güncel sorunlarının çözülmesi, Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünün geliştirilmesi, ülke ekonomisine güvenli ve istikrarlı bir gelişim ortamı sağlanmasının hayati önem taşıdığını bilir. Ve tüm çalışmalarını; ekonomik ve ticari hayatın her yönüyle geliştirilmesini desteklemek misyonuyla yürütür.
Türkiye'nin geleceğine adanmış bir kurum olarak İTO, bu misyondan aldığı güçle; ticaret, küçük sanayi ve hizmet sektörlerinin hızla gelişme ve yaygınlaşmasını teşvik eder. Yurtdışında yeni pazarlar oluşturmak için çalışır. İş dünyasının gelişmesinin önündeki engelleri tespit eder ve kaldırılması için faaliyette bulunur.
Tüm üyelerinin ve diğer iş sahiplerinin işlemlerini süratle sonuçlandırır. Kamuoyunu aydınlatır. Kuruluş Yasası’nda da öngörüldüğü şekilde, meslek ahlak ve dayanışmasını korur. Ülke kalkınmasının sağlanmasında ve değişim yaratılmasında, kamu veya özel her türlü mesleki, bilimsel, toplumsal ve kültürel kuruluşla işbirliği yapar.
İTO’nun, 1882 yılından bu yana, üyeleri ile bütünleşerek, eksilmez bir heyecan ve şevkle sürdürdüğü hizmet yolculuğu, bu özellikleri ile aynı zamanda, tüm Türkiye’nin gelişmeyi ve aydınlığı hedefleyen ekonomik ve ticari yaşamının da bir fotoğrafıdır.
İTO, Türkiye’nin ekonomik panoramasında daima en merkezde bulunmuştur. Bunun için de üç ayaklı ama her şartta “üye odaklı” bir hizmet anlayışı benimsenmiştir. Bunlardan ilki, kanunla kendisine verilen, tescilden ihracata kadar birçok resmi belgenin düzenlenmesini içeren görevleri, ikincisi, üyelerine, yerelden evrensele uzanan bir strateji ve perspektif kazandırmak için eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri, üçüncüsü ise, üyelerinin ticari hak ve menfaatlerini korumak olarak özetlenebilir.